Merhabalar,
Sizlere beni etkileyen bir ayçiçeği hikayesi anlatmak istiyorum.
Amcamın ziraat teknisyeni oğlu bir gün yazlığıma misafirliğe geldi.
O günlerde de Temmuz-Ağustos ayında çok hızlı ve çok büyük bir yağmur yağdı.
Ve yağmurdan 20-30 gün sonra gibi işte kısa bir süre sonra, o günlerde bizim evin önünde de
ay çiçeklerinin hasatı olduğu için traktörden ay çiçeği dökülmüş.
Ve ayçiçeği -bir karış var veya yok gövdesi- kendiliğinden çiçek açmış.
Yani bayağı olgunlaşmaya başlamış.
Ve amcamın oğluna sordum inançlı da biridir kendisi.
Dedim Ali abim, benim bildiğim ay çiçeklerin gövdesi bir-bir buçuk metre olur.
Ve bunların çiçekleri de çok büyük yani tepsi veya tencere kapağı gibi olur.
Fakat bunun gövdesi de çok kısa bir karış var veya yok.
Ve üzerindeki çiçek de bir papatya kadar yani büyük bir ayçiçeği değil.
Ali abi dedi ki Cenab-ı Allah tarafından işte bu kurak olduğu için sulanmadığı için sulanamayacağını da anladığı için
çok kısa zamanda neslini devam ettirmek için hemen çiçek açmış.
Bir karış haliyle yani.
Çiçek açmış dedi hemen çiçek açıp tohum yapıp devamını nesnini devam ettirmek için dedi bu şekilde çiçek açmış.
Çünkü sulanamayacağını daha büyüyemeyeceğini bildiği için çok küçücük bir haliyle çiçek açmış ki nesni devam etsin büyüsün.
Bu dedi Cenab-ı Allah tarafından işte olan bir durumdur.
Her tohum bir gizemdir. Her bitki kıymetlidir.
Tohumun, çekirdeğin kıymetini bilmeliyiz.
Buraya kadar okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım.
Hayırlı günler dilerim.